BÖLÜM 66

1. RAB diyor ki:
"Gökler tahtım,
Yer ayaklarımın taburesidir.
Nerede benim için yapacağınız ev,
Neresi dinleneceğim yer?
2. Çünkü bütün bunları benim ellerim yaptı,
Hepsi böylece var oldu" diyor RAB.
"Ancak ben alçakgönüllüye, ruhu ezik olana,
Sözümden titreyen kişiye değer veririm.
3. Sığır boğazlayan, adam öldüren gibidir,
Davar kurban eden, köpek boynu kıran,
Tahıl sunusu getiren, domuz kanı sunan,
Anma sunusu olarak günnük yakan, putatapan gibidir.
Evet, bunlar kendi yollarını seçtiler,
Yaptıkları iğrençliklerden hoşlanıyorlar.
4. Ben de onlar için yıkımı seçecek,
Korktuklarını başlarına getireceğim.
Çünkü çağırdığımda yanıt veren olmadı,
Konuştuğumda dinlemediler,
Gözümde kötü olanı yaptılar,
Hoşlanmadığımı seçtiler."
5. RAB'bin sözünden titreyenler,
Kulak verin O'nun söylediklerine:
"Sizden nefret eden,
Adımdan ötürü sizi dışlayan kardeşleriniz,
'RAB yüceltilsin de sevincinizi görelim!' diyorlar.
Utandırılacak olan onlardır.
6. Kentten gürültülü sesler,
Tapınaktan bir ses yükseliyor!
Düşmanlarına hak ettikleri karşılığı veren
RAB'bin sesidir bu.
7. "Doğum sancısı çekmeden doğurdu,
Sancısı tutmadan bir erkek çocuk doğurdu.
8. Kim böyle bir şey duydu?
Kim böyle şeyler gördü?
Bir ülke bir günde doğar mı,
Bir anda doğar mı bir ulus?
Ama Siyon ağrısı tutar tutmaz çocuklarını doğurdu.
9. Doğum anına dek getiririm de
Doğuracak gücü vermez miyim?" diyor RAB.
"Doğuracak güç veren ben, rahmi kapatır mıyım?" diyor Tanrın.
10. "Yeruşalim'le birlikte sevinin,
Onu sevenler, hepiniz onun için coşun,
Yeruşalim için yas tutanlar, onunla sevinçle coşun.
11. Öyle ki, onun avutucu memelerini emip doyasınız,
Kana kana içip
Onun yüce bolluğundan zevk alasınız."
12. Çünkü RAB diyor ki:
"Bakın, esenliği bir ırmak gibi,
Ulusların servetini taşkın bir ırmak gibi ona akıtacağım.
Ondan beslenecek, kucakta taşınacak,
Dizleri üzerinde sallanacaksınız.
13. Çocuğunu avutan bir anne gibi avutacağım sizi,
Yeruşalim'de avuntu bulacaksınız.
14. Bunları gördüğünüzde yüreğiniz sevinecek,
Bedenleriniz körpe ot gibi tazelenecek.
Herkes bilecek ki, RAB'bin koruyucu eli kullarının,
Gazabıysa düşmanlarının üzerindedir."
15. Bakın, RAB ateşle geliyor,
Savaş arabaları kasırga gibi.
Şiddetli öfkesini,
Azarını alev alev dökmek üzere.
16. Çünkü O bütün insanlığı ateş ve kılıçla yargılayacak,
Pek çok kişiyi öldürecek.
17. "Bahçelere girmek için kendilerini kutsal kılıp arıtanlar, domuz, fare ve öteki iğrenç hayvanların etini yiyenlerin ortasında duranı izleyenler hep birlikte yok olacaklar" diyor RAB,
18. "Çünkü ben onların eylemlerini de düşüncelerini de bilirim. Bütün ulusları ve dilleri bir araya toplayacağım an geliyor; gelip yüceliğimi görecekler.
19. "Aralarına bir belirti koyacağım. Onlardan kaçıp kurtulanları uluslara, Tarşiş'e, Pûl'a, Lud'a (yay gerenlere), Tuval'a, Yâvan'a, ünümü duymamış, yüceliğimi görmemiş uzak kıyı halklarına göndereceğim. Uluslar arasında yüceliğimi ilan edecekler.
20. İsrailoğulları tahıl sunularını pak kaplar içinde RAB'bin Tapınağı'na nasıl getiriyorsa, onlar da bütün kardeşlerinizi uluslardan atlarla, savaş arabalarıyla, at arabalarıyla, katırlarla, develerle kutsal dağıma, Yeruşalim'e, RAB'be sunu olarak getirecekler." Böyle diyor RAB.
21. "Onların arasından kimilerini kâhin ve Levili olarak seçeceğim" diyor RAB.
22. "Çünkü yaratacağım yeni yer ve gök önümde nasıl duracaksa, soyunuz ve adınız da öyle duracak" diyor RAB.
23. "Yeni Ay'dan Yeni Ay'a, Şabat Günü'nden Şabat Günü'ne bütün insanlar önüme gelip bana tapınacaklar" diyor RAB.
24. "Dışarı çıktıklarında bana başkaldırmış olanların cesetlerini görecekler. Öylelerini kemiren kurt ölmez, yakan ateş sönmez. Bütün insanlar onlardan iğrenecek."

BÖLÜM 65

1. "Beni sormayanlara göründüm,
Aramayanlar beni buldu.
Adımla anılmayan bir ulusa,
'Buradayım, buradayım' dedim.
2. Kötü yolda yürüyen,
Kendi tasarılarının ardınca giden
Dikbaşlı bir halka
Bütün gün ellerimi uzatıp durdum.
3. O halk ki, bahçelerde kurban keserek,
Tuğlalar üzerinde buhur yakarak
Gözümün içine baka baka boyuna öfkelendirir beni.
4. Mezarlıkta oturur,
Gizli yerlerde geceler,
Domuz eti yerler;
Kaplarında haram et var.
5. Birbirlerine, 'Uzak dur, yaklaşma' derler,
'Çünkü ben senden daha kutsalım.'
Böyleleri burnumda duman,
Bütün gün yanan ateştir.
6-7. "Bakın, yanıt önümde yazılı duruyor.
Susmayacak, suçlarının karşılığını vereceğim.
Onların da atalarının da suçlarının cezasını
Başlarına getireceğim" diyor RAB.
"Çünkü dağların üzerinde buhur yaktılar,
Tepelerin üzerinde beni aşağıladılar.
Bu nedenle eskiden yaptıklarının karşılığını
Başlarına getireceğim."
8. RAB diyor ki: "Taneleri sulu salkımı görünce,
Halk, 'Salkımı yok etmeyin, bereket onda' diyor.
Kullarımın hatırı için ben de öyle yapacağım,
Onların hepsini yok etmeyeceğim.
9. Yakup soyunu sürdürecek,
Dağlarımı miras alacak olanları
Yahuda soyuna bırakacağım.
Seçtiklerim oraları miras alacak,
Kullarım orada yaşayacak.
10. Şaron, bana yönelen halkımın sürülerine ağıl,
Akor Vadisi sığırlarına barınak olacak.
11. "Ama sizler, RAB'bi terk edenler,
Kutsal dağımı unutanlar,
Talih ilahına sofra kuranlar,
Kısmet ilahına karışık şarap sunanlar,
12. Ben de sizi kılıca kısmet edeceğim,
Boğazlanmak üzere eğileceksiniz hepiniz.
Çünkü çağırdığımda yanıt vermediniz,
Konuştuğumda dinlemediniz;
Gözümde kötü olanı yaptınız,
Hoşlanmadığımı seçtiniz."
13. Bu yüzden Rab Yahve diyor ki:
"Bakın, kullarım yemek yiyecek,
Ama siz aç kalacaksınız.
Kullarım içecek,
Ama siz susuz kalacaksınız.
Kullarım sevinecek,
Ama sizin yüzünüz kızaracak.
14. Kullarım mutluluk içinde ezgiler söyleyecek,
Ama siz yürek acısından feryat edecek,
Ezik bir ruhla haykıracaksınız.
15. Adınız seçtiklerimin ağzında ancak lanet olarak kalacak.
Rab Yahve sizi öldürecek,
Ama kullarına başka bir ad verecek.
16. Öyle ki, ülkede kim bereket istese
Sadık Tanrı'dan isteyecek;
Ülkede kim ant içse,
Sadık Tanrı üzerine ant içecek.
Çünkü geçmiş sıkıntılar unutulup
Gözümden saklanacak."
17. "Çünkü bakın, yeni bir yer,
Yeni bir gök yaratmak üzereyim;
Geçmiştekiler anılmayacak, akla bile gelmeyecek.
18. Yaratacaklarımla sonsuza dek sevinip coşun;
Çünkü Yeruşalim'i coşku,
Halkını sevinç kaynağı olarak yaratacağım.
19. Yeruşalim için sevinecek,
Halkım için coşacağım.
Orada ağlayış ve feryat duyulmayacak artık.
20. Orada birkaç gün yaşayıp ölen bebekler olmayacak,
Yaşını başını almadan kimse ölümü tatmayacak.
Yüz yaşında ölen genç,
Yüz yaşına basmayan kişi lanetli sayılacak.
21. Evler yapıp içlerinde yaşayacak,
Bağlar dikip meyvesini yiyecekler.
22. Yaptıkları evlerde başkası oturmayacak,
Diktikleri bağın meyvesini başkası yemeyecek.
Çünkü halkım ağaçlar gibi uzun yaşayacak,
Seçtiklerim, elleriyle ürettiklerinin tadını çıkaracaklar.
23. Emek vermeyecekler boş yere,
Felakete uğrayan çocuklar doğurmayacaklar.
Çünkü kendileri de çocukları da
RAB'bin kutsadığı soy olacak.
24. Onlar bana yakarmadan yanıt verecek,
Daha konuşurlarken işiteceğim onları.
25. Kurtla kuzu birlikte otlayacak,
Aslan sığır gibi saman yiyecek.
Yılanın yiyeceğiyse toprak olacak.
Kutsal dağımın hiçbir yerinde
Kimse zarar vermeyecek, yok etmeyecek."
Böyle diyor RAB.

BÖLÜM 64

1-2. Ya RAB, adını düşmanlarına duyurmak için
Keşke gökleri yarıp insen!
Dağlar önünde sarsılsa!
Gelişin, ateşin çalıları tutuşturmasına,
Suyu kaynatmasına benzese!
Uluslar senin önünde titrese!
3. Beklemediğimiz olağanüstü işler yaparak
Yeryüzüne indin, dağlar önünde sarsıldı.
4. Çünkü kendisine umut bağlayanlar için
Etkin olan tek Tanrı sensin;
Senden başkasını hiç kimse işitmedi,
Hiçbir kulak duymadı, hiçbir göz görmedi.
5. Doğru olanı sevinçle yapanların,
Senin yollarından yürüyüp seni unutmayanların yardımına koşarsın.
Ama onlara karşı uzun süre günah işlediğimizde öfkelendin.
Nasıl kurtuluruz?
6. Hepimiz murdar olana benzedik,
Bütün doğru işlerimiz kirli âdet bezi gibi.
Yaprak gibi soluyoruz,
Suçlarımız rüzgar gibi sürükleyip götürüyor bizi.
7. Adınla sana yakaran, sana tutunmak için çaba gösteren yok;
Çünkü bizden yüz çevirdin,
Suçlarımız yüzünden bizi tükettin.
8. Yine de Babamız sensin, ya RAB,
Biz kiliz, sen çömlekçisin.
Hepimiz senin ellerinin eseriyiz.
9. Ya RAB, fazla öfkelenme,
Suçlarımızı sonsuza dek anma.
Lütfen bak bize, hepimiz senin halkınız.
10. Kutsal kentlerin çölleşti,
Siyon çöl oldu,
Yeruşalim viraneye döndü.
11. Atalarımızın sana övgü sunduğu
Kutsal ve görkemli tapınağımız yandı,
Değer verdiğimiz her yer yıkıntıya döndü.
12. Bunlara karşın, ya RAB,
Hâlâ kendini tutacak mısın,
Suskun kalıp bize alabildiğine eziyet çektirecek misin?

BÖLÜM 63

1. Edom'dan, Bosra'dan
Al giysiler içinde bu gelen kim?
Göz kamaştırıcı giysiler içinde,
Büyük güçle yürüyen kim?
"O benim! Adaletle konuşan,
Kurtarmaya gücü olan."
2. Giysilerin neden kırmızı?
Üstün başın neden çukurda üzüm çiğneyen biri gibi kızıla bulanmış?
3. "Çukurda üzümü tek başıma çiğnedim,
Yanımda halklardan kimse yoktu.
Öfkeyle çiğnedim onları,
Gazapla ayaklarımın altına aldım.
Kanları giysilerime sıçradı, bütün elbisemi kirletti.
4. Çünkü öç alma günü yüreğimdeydi,
Halkımı fidyeyle kurtaracağım yıl gelmişti.
5. Baktım, yardım edecek kimse yoktu,
Destek verecek kimsenin olmayışına şaştım;
Gücüm kurtuluş sağladı,
Gazabım bana destek oldu.
6. Öfkeyle halkları çiğnedim,
Onları gazapla sarhoş ettim,
Yere akıttım kanlarını."
7. Şefkati ve iyiliği uyarınca
Bizim için yaptıklarından, evet,
İsrail halkı için yaptığı bütün iyiliklerinden ötürü
RAB'bin iyiliklerini ve övülesi işlerini anacağım.
8. RAB dedi ki: "Onlar kuşkusuz benim halkım,
Beni aldatmayacak çocuklardır."
Böylece onların Kurtarıcısı oldu.
9. Sıkıntı çektiklerinde O da sıkıntı çekti.
Huzurundan çıkan melek onları kurtardı.
Sevgisi ve merhametinden ötürü onları kurtardı,
Geçmişte onları sürekli yüklenip taşıdı.
10. Ama başkaldırıp O'nun Kutsal Ruhu'nu incittiler.
O da düşmanları olup onlara karşı savaştı.
11-13. Sonra halkı eski günleri,
Musa'nın dönemini anımsadı.
"Çobanlarıyla birlikte onları denizden geçiren,
Kutsal Ruhu'nu aralarına yerleştiren,
Görkemli gücüyle Musa'nın sağında yol alan,
Sonsuz onur kazanmak için önlerinde suları yaran,
Bir at nasıl tökezlemeden kırdan geçerse
Onları deniz yatağından öyle geçiren RAB nerede?"
Diye sordular.
14. Ovaya götürülen sürü gibi
RAB'bin Ruhu onları rahata kavuşturdu.
İşte adını onurlandırmak için
Halkına böyle yol gösterdi.
15. Ya RAB, gökten bak,
Kutsal, görkemli ve yüce yerinden bizi gör!
Kıskançlığın ve gücün nerede?
Gönlündeki özlem ve merhameti
Bizden esirgedin.
16. Babamız sensin.
İbrahim bizi tanımasa da,
İsrail bizi kabul etmese de,
Babamız'sın, ya RAB,
Ezelden beri adın 'Kurtarıcımız'dır.
17. Ya RAB, neden bizi yolundan saptırıyor,
İnatçı kılıyor,
Senden korkmamızı engelliyorsun?
Kulların uğruna,
Mirasın olan oymakların uğruna geri dön.
18. Kutsal halkın kısa süre tapınağına sahip oldu,
Ama düşmanlarımız onu çiğnedi.
19. Öteden beri yönetmediğin,
Sana ait olmayan bir halk gibi olduk.

BÖLÜM 62

1. Doğruluğu ışık gibi parlayıncaya,
Kurtuluşu meşale gibi yanıncaya dek
Siyon uğruna susmayacak,
Yeruşalim uğruna sessiz kalmayacağım.
2. Uluslar senin doğruluğunu,
Bütün krallar görkemini görecek.
RAB'bin kendi ağzıyla belirlediği yeni bir adla anılacaksın.
3. RAB'bin elinde güzellik tacı,
Tanrın'ın elinde krallık sarığı olacaksın.
4. Artık sana 'Terk edilmiş',
Ülkene 'Virane' denmeyecek;
Bunun yerine sana 'Sevdiğim',
Ülkene 'Evli' denecek.
Çünkü RAB seni seviyor,
Ülken de evli sayılacak.
5. Bir delikanlı bir kızla nasıl evlenirse,
Oğulların da seninle öyle evlenecek.
Güvey gelinle nasıl sevinirse,
Tanrın da seninle öyle sevinecek.
6-7. Ey Yeruşalim, surlarına bekçiler diktim,
Gece gündüz hiç susmayacaklar.
Ey RAB'be sözünü anımsatanlar, Yeruşalim'i pekiştirene,
Onu yeryüzünün övüncü kılana dek
Durup dinlenmeden RAB'be yakarın, O'na rahat vermeyin.
8. RAB sağ elini, güçlü kolunu kaldırıp ant içti:
"Tahılını bir daha düşmanlarına yedirmeyeceğim,
Emek verdiğin yeni şarabı yabancılar içmeyecek.
9. Tahılı devşiren yiyecek
Ve RAB'be övgüler sunacak.
Üzümü toplayan,
Şarabını kutsal avlularımda içecek."
10. Geçin, geçin kent kapılarından!
Halkın yolunu açın!
Toprak yığıp yol yapın,
Taşları ayıklayın, uluslar için sancak dikin!
11. RAB çağrısını dünyanın dört bucağına duyurdu:
"Siyon kızına, 'İşte kurtuluşun geliyor' deyin,
'Ücreti kendisiyle birlikte, ödülü önündedir.'"
12. Siyon halkına, "RAB'bin fidyeyle kurtardığı kutsal halk" diyecekler.
Ve sen Yeruşalim,
"Aranan, terk edilmemiş kent" diye anılacaksın.

BÖLÜM 61

1-3. Rab Yahve'nin Ruhu üzerimde.
Çünkü yoksullara müjde iletmem için beni O meshetti.
Yüreği ezik olanların yaralarını sarmak için,
Tutsaklara serbest bırakılacaklarını,
Zindanlarda bulunanlara kurtulacaklarını,
RAB'bin lütuf yılını,
Tanrımız'ın öç alacağı günü ilan etmek,
Yas tutanların hepsini avutmak,
Siyon'da yas tutanlara yardım sağlamak
-Kül yerine çelenk,
Yas yerine sevinç yağı,
Çaresizlik ruhu yerine
Onlara övgü giysisini vermek- için
Gönderdi beni RAB.
Öyle ki, RAB'bin görkemini yansıtmak için,
Onlara 'RAB'bin diktiği doğruluk ağaçları' densin.
4. O zaman eski yıkıntıları yeniden inşa edecek,
Çoktan viraneye dönmüş yerleri yeniden kuracak,
Kuşaklar boyu yıkık kalmış kentleri onaracaklar.
5. Yabancılar sürülerinizi güdecek,
Irgatınız, bağcınız olacaklar.
6. Sizlerse RAB'bin kâhinleri,
Tanrımız'ın görevlileri diye çağrılacaksınız.
Ulusların servetiyle beslenecek,
Zenginlikleriyle övüneceksiniz.
7. Utanç yerine iki kat onur bulacaksınız,
Aşağılanma yerine payınızla sevineceksiniz,
Böylece ülkenizde iki kat mülk edineceksiniz;
Sevinciniz sonsuz olacak.
8. Çünkü ben RAB adaleti severim,
Nefret ederim soygun ve haksızlıktan.
Sözümde durup hak ettiklerini verecek,
Onlarla ebedi bir antlaşma yapacağım.
9. Soylarından gelenler uluslar arasında,
Torunları halklar arasında tanınacak.
Onları gören herkes
RAB'bin kutsadığı soy olduklarını anlayacak.
10. RAB'de büyük sevinç bulacağım,
Tanrım'la yüreğim coşacak.
Çünkü çelenkle süslenmiş güvey gibi,
Takılarını kuşanmış gelin gibi,
Bana kurtuluş giysisini giydirdi,
Beni doğruluk kaftanıyla örttü.
11. Toprak filizlerini nasıl çıkartır,
Bahçe ekilen tohumları nasıl yetiştirirse,
Rab Yahve de doğruluk ve övgüyü
Bütün ulusların önünde öyle yetiştirecek.

BÖLÜM 60

1. Kalk, parla;
Çünkü Işığın geliyor,
RAB'bin yüceliği üzerine doğuyor.
2. Dünyayı karanlık, halkları koyu karanlık örtüyor;
Oysa RAB senin üzerine doğacak,
Yüceliği üzerinde görünecek.
3. Uluslar senin Işığına,
Krallar üzerine doğan aydınlığa gelecek.
4. Başını kaldır da çevrene bir bak,
Hepsi toplanmış sana geliyor.
Oğulların uzaktan geliyor,
Kızların kucakta taşınıyor.
5. Bunu görünce yüzün parlayacak,
Yüreğin heyecandan hızlı hızlı çarpacak;
Çünkü denizin zenginlikleri senin olacak,
Ulusların serveti sana akacak.
6. Deve sürüleri, Midyan'ın ve Efa'nın deve yavruları
Senin topraklarını dolduracak.
Bütün Saba halkı geliyor,
Altın ve günnük getiriyor,
RAB'bin erdemlerini ilan ediyorlar.
7. Kedar'ın bütün davar sürüleri sana gelecek,
Nevayot'un koçları senin buyruğunda olacak,
Sunağımın üzerinde kabul edilen sunular olarak sunulacak.
Böylece görkemli tapınağımı daha görkemli kılacağım.
8. "Nedir bunlar, bulut gibi,
Yuvalarına yaklaşan güvercinler gibi süzülüp gelenler?
9. Bana umut bağlayan kıyı halklarının
Ticaret gemileri öncülüğünde
Senin çocuklarını altınlarıyla, gümüşleriyle birlikte
Tanrın RAB'bin onuruna İsrail'in Kutsalı'na
Uzaktan getiren gemileridir bunlar.
RAB seni görkemli kıldı.
10. "Yabancılar senin surlarını onaracak,
Kralları sana hizmet edecek.
Öfkelendiğimde seni cezalandırdıysam da,
Kabul ettiğimde sana merhamet göstereceğim.
11. Kapıların hep açık duracak.
Ulusların serveti ve zafer alayları ardında yürütülen yenik krallar
Gece gündüz açık kalan bu kapılardan girsin diye.
12. Çünkü sana kulluk etmeyen ulus ya da krallık yok olacak,
Evet, o uluslar tam bir yıkıma uğrayacak.
13. "Lübnan'ın görkemi olan selvi, köknar ve şimşir ağaçları,
Tapınağımı süslemek için hep birlikte sana taşınacak.
Ayak bastığım yeri görkemli kılacağım.
14. Seni ezenlerin çocukları
Gelip önünde eğilecekler;
Seni hor görenlerin hepsi,
'RAB'bin kenti, İsrail'in Kutsalı'nın Siyon'u'
Diyerek ayaklarına kapanacaklar.
15. "Kimsenin uğramadığı, terk edilmiş,
Nefret edilen bir yer olduğun halde
Seni sonsuz bir övünç kaynağı,
Bütün kuşakların sevinci kılacağım.
16. Uluslar ve krallıklar
Bir anne gibi seni emzirecekler.
O zaman bileceksin ki, seni kurtaran RAB,
Seni fidyeyle kurtaran, Yakup'un Güçlüsü benim.
17. Sana tunç yerine altın,
Demir yerine gümüş, ağaç yerine tunç,
Taş yerine demir getireceğim.
Barışı yöneticin, doğruluğu önderin yapacağım.
18. Ülkenden şiddet, sınır boylarından
Soygun ve yıkım haberleri duyulmayacak artık.
Surlarına Kurtuluş, kapılarına Övgü adını vereceksin.
19. "Gündüz ışığın güneş olmayacak artık,
Ay da aydınlatmayacak seni;
Çünkü RAB sonsuz ışığın,
Tanrın görkemin olacak.
20. Artık güneşin batmayacak, ayın çekilmeyecek,
Çünkü RAB sonsuz ışığın olacak,
Sona erecek yas günlerin.
21. Halkının hepsi doğru kişiler olacak;
El emeğim, görkemimi göstermek için diktiğim fidan,
Ülkeyi sonsuza dek mülk edinecek.
22. En küçük ailen bini bulacak,
Sayıca en az olanı koca bir ulus olacak.
Ben RAB, zamanı gelince bunu hızlandıracağım."

BÖLÜM 59

1. Bakın, RAB'bin eli kurtaramayacak kadar kısa,
Kulağı duyamayacak kadar sağır değildir.
2. Ama suçlarınız sizi Tanrınız'dan ayırdı.
Günahlarınızdan ötürü O'nun yüzünü göremez,
Sesinizi işittiremez oldunuz.
3. Çünkü elleriniz kanla,
Parmaklarınız suçla kirlendi.
Dudaklarınız yalan söyledi,
Diliniz kötülük mırıldanıyor.
4. Adaletle dava açan,
Davasını dürüstçe savunan yok.
Boş laflara güveniyor, yalan söylüyorlar.
Fesada gebe kalıp kötülük doğuruyorlar.
5. Engerek yumurtaları üzerinde kuluçkaya yatıyor,
Örümcek ağı dokuyorlar.
Onların yumurtalarından yiyen ölür,
Kırılan yumurtadan engerek yavrusu çıkar.
6. Dokudukları ağdan giysi olmaz,
Elleriyle yaptıklarıyla örtünemezler.
Eylemleri kötü eylemlerdir,
Elleri zorbalığın araçlarıdır.
7. Ayakları kötülüğe koşar,
Çekinmeden suçsuz kanı dökerler.
Akılları fikirleri hep kötülükte,
Şiddet ve yıkım var yollarında.
8. Esenlik yolunu bilmezler,
İzledikleri yolda adalet yoktur.
Kendilerine çarpık yollar yaptılar,
O yoldan gidenlerin hiçbiri esenlik nedir bilmez.
9. Diyorlar ki: "Bu yüzden adalet bizden uzak,
Doğruluk bize erişemiyor.
Işık bekliyoruz, yalnız karanlık var;
Parıltı bekliyor, koyu karanlıkta yürüyoruz.
10. Kör gibi duvarı el yordamıyla arıyor,
Yolumuzu bulmaya çalışıyoruz.
Öğle vakti alacakaranlıktaymış gibi tökezliyoruz,
Güçlüler arasında ölüler gibiyiz.
11. Hepimiz ayı gibi homurdanıyor,
Güvercin gibi inim inim inliyoruz.
Adalet bekliyoruz, ortada yok;
Kurtuluş bekliyoruz, bizden uzak.
12. Çünkü sana çok kez başkaldırdık,
Günahlarımız bize karşı tanıklık ediyor,
İsyanlarımız hep yanıbaşımızda.
Suçlarımızı kabul ediyoruz.
13. Başkaldırıp RAB'bi yadsıdık,
Tanrımız'ı izlemez olduk.
Zorbalık, isyan dolu sözler söyledik,
Yüreğimizde tasarladığımız yalanları mırıldandık.
14. Adalet püskürtüldü, doğruluk bizden uzak duruyor.
Çünkü gerçek, kent meydanında sendeleyip düştü,
Dürüstlük aramıza giremez oldu.
15. Hiçbir yerde gerçek yok,
Kötülükten çekinen soyuluyor!"
RAB olanları gördü ve adaletin yokluğuna üzüldü.
16. Kimsenin olmadığını gördü,
Aracılık edecek birinin olmadığına şaştı.
Kendi gücüyle kurtuluş sağladı,
Doğruluğu O'na destek oldu.
17. Doğruluğu göğüslük gibi kuşandı,
Kurtuluş miğferini başına taktı,
Öç giysisini giydi,
Gayreti kaftan gibi sarındı.
18. Herkese yaptıklarının karşılığını verecek.
Düşmanlarına öfkeyle,
Hasımlarına ve kıyı halklarına cezayla karşılık verecek.
19. Böylece batıdan doğuya kadar insanlar
RAB'bin adından ve yüceliğinden korkacak.
Çünkü düşman azgın bir ırmak gibi geldiğinde,
RAB'bin Ruhu onu kaçırtacak.
20. RAB diyor ki: "Kurtarıcı Siyon'a,
Yakup soyundan olup başkaldırmaktan vazgeçenlere gelecek.
21. Bana gelince, onlarla yapacağım antlaşma şudur:
Üzerindeki Ruhum, ağzına koyduğum sözler
Şimdiden sonsuza dek senin, çocuklarının,
Torunlarının ağzından düşmeyecek."

BÖLÜM 58

1. "Avaz avaz bağırın, çekinmeyin,
Sesinizi boru sesi gibi yükseltin;
Halkıma başkaldırılarını,
Yakup soyuna günahlarını bildirin.
2. Bana her gün danışıyor,
Yollarımı öğrenmekten zevk duyuyorlarmış!
Doğru davranan,
Tanrısı'nın buyruğundan ayrılmayan bir ulusmuş gibi...
Benden adil yargılar diliyor,
Bana yaklaşmaktan zevk alıyorlarmış.
3. Diyorlar ki: 'Oruç tuttuğumuzu neden görmüyor,
Benliğimizi yendiğimizi neden farketmiyorsun?'
"Bakın, oruç tuttuğunuz gün keyfinize bakıyor,
İşçilerinizi eziyorsunuz.
4. Orucunuz kavgayla, çekişmeyle,
Şiddetli yumruklaşmayla bitiyor.
Bugünkü gibi oruç tutmakla
Sesinizi yükseklere duyuramazsınız.
5. İstediğim oruç bu mu sanıyorsunuz?
İnsanın benliğini yenmesi gereken gün böyle mi olmalı?
Kamış gibi baş eğip çul ve kül üzerine mi oturmalı?
Siz buna mı oruç, RAB'bi hoşnut eden gün diyorsunuz?
6. Benim istediğim oruç,
Haksız yere zincire, boyunduruğa vurulanları
Özgür kılmak, tutsakları salıvermek,
Her türlü boyunduruğu kırmak değil mi?
7. Yiyeceğinizi açla paylaşmak değil mi?
Barınaksız yoksulları evinize alır,
Çıplak gördüğünüzü giydirir,
Yakınlarınızdan yardımınızı esirgemezseniz,
8. Işığınız tan gibi ağaracak,
Çabucak şifa bulacaksınız.
Doğruluğunuz önünüzden gidecek,
RAB'bin yüceliği artçınız olacak.
9. O zaman yardım çağrılarınıza RAB yanıt verecek,
Feryat ettiğinizde, 'İşte buradayım' diyecek.
"Eğer boyunduruğa, kaba işaretler yapmaya,
Kötücül konuşmalara son verirseniz,
10. Açlar uğruna kendinizi feda eder,
Yoksulların gereksinimini karşılarsanız,
Işığınız karanlıkta parlayacak,
Karanlığınız öğlen gibi ışıyacak.
11. RAB her zaman size yol gösterecek,
Kurak topraklarda sizi doyurup güçlendirecek.
İyi sulanmış bahçe gibi,
Tükenmez su kaynağı gibi olacaksınız.
12. Halkınız eski yıkıntıları onaracak,
Geçmiş kuşakların temelleri üzerine
Yeni yapılar dikeceksiniz.
'Duvardaki gedikleri onaran,
Sokakları oturulacak hale getiren' denecek sizlere.
13. "Kutsal günümde dilediğinizi yapmaz, Şabat Günü'nü çiğnemezseniz,
Şabat Günü'ne 'Zevkli',
RAB'bin kutsal gününe 'Onurlu' derseniz,
Kendi yolunuzdan gitmez,
Keyfinize bakmayıp boş konulara dalmaz,
O günü yüceltirseniz,
14. RAB'den zevk alırsınız.
O zaman sizi yeryüzünün yüksek yerlerine çıkarır,
Atanız Yakup'un mirasıyla doyururum."
Çünkü bu sözler RAB'bin ağzından çıktı.